Yıldız; ''Hepatit B açısından Urfa özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesi özellikli bir bölge'' (video)

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Orhan Yıldız, Türkiye'de düşmekte olan hepatit B hastalığın Güneydoğu Anadolu bölgesinde ve özellikle Urfa'da da düşebileceğini bekliyoruz aksi halde daha hayatının ilk günlerinden itibaren karaciğer kanseri ve sirozla çocuklarımızı karşı karşıya bırakmak durumunda kalıyoruz

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Orhan Yıldız Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada;   Şanlıurfa’da bulunma sebebimiz KLİMİK hepatit akademisi için burada bir toplantı yapmak üzere gelmiş bulunmaktayız. Hepatitler tüm dünya da bir sorun, pandemi öncesinde hepatit B ve C’yi özellikle tamamen ortadan kaldırmak için bir program başlatılmıştı dünya sağlık örgütü tarafından ancak araya giren pandemi bunu ciddi ölçüde aksattı ve tekrar hepatit B ve C ile mücadele tekrar başladı biz de bu nedenle tekrar toplantılarımıza başladık. Bu iş için ilk başlangıç yerimiz Şanlıurfa oldu, hepatit C aşısından Şanlıurfa’nın diğer şehirlerden bir farkı yok, Türkiye ile benzer durumda neden Urfa’yı seçtiğimizi anlatmak için söylüyorum. Zaten hepatit C’nin de aşısı yok ancak hepatit B açısından Urfa özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesi özellikli bir bölge bu bölge de hepatit B’nin tüm aşı programlarına rağmen hala yüksek oranlarda olduğunu biliyoruz. Bu aşıdan kaçışın, aşıya karşıtlığın önemli olduğunu Güneydoğu Anadolu bölgesinde maalesef hala yüksek olduğunu biliyoruz. Bu nedenle çocukların aşılanmasını bu vasıtayla herkese hatırlatıyorum ve bundanda daha önemlisi hepatit B taşıyıcısı olan genç annelerin mutlaka gebelik sırasında hepatit B açısından en az bir kez test yaptırmaları. Henüz doğmamış çocuklarına bu hastalığı bulaştırmak istemiyorlarsa bu testin sonusuna göre de hareket etmeleri gerekmektedir. Ancak bu şekilde Türkiye’de düşmekte olan hepatit B hastalığın Güneydoğu Anadolu bölgesinde ve özellikle Urfa’da da düşebileceğini bekliyoruz aksi halde daha hayatının ilk günlerinden itibaren karaciğer kanseri ve sirozla çocuklarımızı karşı karşıya bırakmak durumunda kalıyoruz.dedi.