Şanlıurfa daha önce balığı tanımıyordu, biz balığı tanıştırdık (video)

Kırmızıkılıç,Urfalılar Batı'ya gidiyor orada balık yiyor, eskisi gibi değil gittikçe ilerliyor, balığı tanımaya da başladılar. Bizim kızmamızın sebebi şu, balıkçıdan aldığın zaman balıkçı sana yanlış yapmaz,

Kırmızıkılıç,Şanlıurfa daha önce balığı tanımıyordu, biz balığı tanıştırdık Urfalılara, bir balık eve girmediği zaman balığı tanıyamazsın, balığı kendin pişireceksin, salatanı kendin yapacaksın zevki orada.

Ege ile Akdeniz balığında yağ yok, yağ oranı çok düşük, Akdeniz de olan çeşit Karadeniz de yok. Hamsi Akdeniz de çıkmaz Karadeniz de çıkar, Ege ile Akdeniz’in tuz oranı çok yüksek, tabi lezzet olarak Karadeniz’in balığı daha lezzetli.

Şanlıurfa’da balıkçıların sorunları çok, daha önce belediye bize bir balık pazarı yaptı, söylemiştik de onlara dedik ki bize 5 tane dükkan yap 18 yapacağına 5 tane yap. Zaten Urfa bunu kaldırmıyor, 3 milyon nüfusu var, bize yaptıkları balık pazarının alt yapısı yok, üst yapısı yok. 18 tane dükkan yaptılar, girenlerin yüzde 90’ı balıkçık ile alakası olmayan kişiler, biz dedik ki orada vatandaşın girip çıkacağı yer olsun, merkezi yer olsun, bize 5 tane dükkan 1 lokanta 1 manav.

Şanlıurfa daha önce balığı tanımıyordu, biz balığı tanıştırdık

Ali Kırmızıkılıç Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; 1962 doğumluyum ben yaklaşık 40 yıldır balıkçılık yapıyorum. Ben ilk olarak balıkçılık mesleğine Mersin’de başladım 16 yaşında ve bu yaşıma kadardır balıkçılık yapıyorum. Orada ilk işçi olarak başladım, başkasının yanında çalışıyordum, çekirdekten yetişme, yavaşça işi öğrendim daha sonra kendime dükkan açtım, Mersin’de balıkçılık etmeye başladım. 2000 yıllarında Şanlıurfa’ya geldim dükkan açmak için, o zamanlar da Urfa’da da balıkçı yoktu, balık kültürü de yoktu, geldim eski stadın orada balıkçı dükkanı açtım, o günden şimdiye kadar devam ediyoruz. Şanlıurfa daha önce balığı tanımıyordu, biz balığı tanıştırdık Urfalılara, bir balık eve girmediği zaman balığı tanıyamazsın, balığı kendin pişireceksin, salatanı kendin yapacaksın zevki orada. Dediler evler kokuyor biz de kalktık ocak yaptık, mutfak yaptık pişirmeyi de biz yapmaya başladık, adam gelip balığı beğenip paket yaptırıyor ve alıp götürüyor. Balık her yerden alınmaz, yerinden alacaksın, balıkçıdan alacaksın, gerçek balıkçıdan alacaksın yoksa öyle sonradan balıkçı olup da balığı tanımıyorsa 150 – 200 çeşit balık var, balığın çoğunda yağ yok, yağ oranı çok düşük. Karadeniz bölgesinde ki balık da çok yağ var yüzde 20 – 30 yağ var soğuk su olduğu için yağlı olur. Ege ile Akdeniz balığında yağ yok, yağ oranı çok düşük, Akdeniz de olan çeşit Karadeniz de yok. Hamsi Akdeniz de çıkmaz Karadeniz de çıkar, Ege ile Akdeniz’in tuz oranı çok yüksek, tabi lezzet olarak Karadeniz’in balığı daha lezzetli.

Urfalılar Batı’ya gidiyor orada balık yiyor

Kırmızıkılıç, Eskiden Urfa halkının balık kültürü yoktu ama şimdi var, Urfalılar Batı’ya gidiyor orada balık yiyor, eskisi gibi değil gittikçe ilerliyor, balığı tanımaya da başladılar. Bizim kızmamızın sebebi şu, balıkçıdan aldığın zaman balıkçı sana yanlış yapmaz, vatandaşımıza bir uyarı olsun alışveriş yaptığı yer de balıkçıdan alışveriş yapsın, herkesten alışveriş yapmasın. Balıkçıdan alışveriş yapsınlar ve bir de aldıkları balığın ne olduğunu bilsinler, bilsinler ki balığı tanısınlar. Balıktan anlayan adam hiçbir şeye bakmaz, balığın rengine bakar, anlar örneğin bir insan hasta olduğu zaman yüzünden belli eder hasta olup olmadığı, balığa baktığın zaman parlıyorsa, cam gibiyse bil ki o balık tazedir. Bir de gözüne bakman lazım, pullarına bakman lazım bunlara baktığın zaman hiçbir şüphen olmaz. Bir de balığı yerken belli eder bayat balık ile taze balık, bayat balık yerken çamur gibi olur nasıl ki pişmemiş bir hurmayı yersen bayat balık da öyledir ama pişmiş hurmayı yersen ağzında erir gider. Balık da öyledir, yediğin zaman o balık ağzında eridiyse korkma ama ağzında pişmemiş hurma gibi olursa o zaman demek ki bayat.dedi.

5 yıl önce Urfa’da 3 tane balıkçı vardı ama şimdi Urfa’da fazla var

Kırmızıkılıç, 15 yıl önce Urfa’da 3 tane balıkçı vardı ama şimdi Urfa’da fazla var ama ben bunları balıkçı diye saymıyorum, onlar gelip geçici bir anlık, sezonluk yapıyor. Adamın ruhsatı yok, vergi levhası yok, geliyor adam merdiven altında bir dükkan kiralıyor 3 ay yapıyor ne sattıysa, ne kazandıysa tabi balıktan da anlamıyor, ne gelirse işte. Bunlar balıkçı değil, sabit olan balıkçı belli zaten 3 – 4 kişiden hariç diğerleri balıkçı değil, balıkçılıktan da anlamıyor adamlar. Ben bir balık geldiği zaman nereden geldiğini bilirim, hangi sudan geldiğini bilirim, balıkçı budur, bir balık indiği zaman tezgaha Akdeniz’in  mi? Ege’nin mi? Karadeniz’mi belli eder, renginden belli eder, suyundan belli eder, biz oradan anlıyoruz zaten balığı. Akdeniz balığı başka, İskenderun başka, İzmir’in balığı başka suyundan bellidir, renginden bellidir. Bir deniz su balığı var  bir de kıyı balığı var onu bile biliyoruz, deniz su balığı dipten çıkan balık kırmızı olur, dipten çekinceye kadar, yukarı gelinceye kadar pulu gider ama nar gibi temiz, kayalar da büyüyen bir balık biz buradan biliyoruz, balıkçı adamın her şeyi bilmesi lazım. Ben balıkçılığın ne demek olduğunu bilmiyorum, müşteriye rastgelen balık verirsen bu olmaz biz buna kızıyoruz. Bu konuya da belediyenin bir an evvel el atması lazım, tarım il müdürlüğünün de buna el atması lazım bizim isteğimiz budur. Balıkçının da konuşmasından bellidir, balığı tanıtmasından bellidir, pişirmesinden bellidir çünkü pişirmek de önemlidir. Geçen bir müşteri geldi, dedi bir yerden balık aldım eve götürüp sofraya koydum, baktık içi pişmemiş o günden beri çocuklar tiksindiler artık balık yemez oldular. Müşteri ne kadar acele ederse etsin, müşteriye baştan savmak olmaz, sen işini yap, görevini yap sağlam bir şekilde pişirttir ondan sonra paket yap ver müşteriye ama sen kalkıp baştan savma yaparsan ben bunu göndereyim, öbürünü alayım böyle olmaz, bu esnaflık değil.dedi.

Balık pazarının yüzde 90’ı balıkçılık ile alakası olmayan kişilerden oluştu

Kırmızıkılıç, Şanlıurfa’da balıkçıların sorunları çok, daha önce belediye bize bir balık pazarı yaptı, söylemiştik de onlara dedik ki bize 5 tane dükkan yap 18 yapacağına 5 tane yap. Zaten Urfa bunu kaldırmıyor, 3 milyon nüfusu var, bize yaptıkları balık pazarının alt yapısı yok, üst yapısı yok. 18 tane dükkan yaptılar, girenlerin yüzde 90’ı balıkçık ile alakası olmayan kişiler, biz dedik ki orada vatandaşın girip çıkacağı yer olsun, merkezi yer olsun, bize 5 tane dükkan 1 lokanta 1 manav. Bize yer tesis edin biz imkanlarımızla yapalım, siz yaparsanız kiraya verin bize. Türkiye genelinde balıkçılar çarşısı merkezi bir yerde , şehrin dışında olmaz. Bizi attılar oraya, dükkanlarımızı depo olarak kullanıyoruz bizim demek istediğimiz vatandaş gidip bakacak, seçecek, adam bakacak benden almaz gider komşumdan alır, adam tur atar gözüne kestirdiği güzel bir balığı alır temizlettirir, pişirme varsa pişirir ve götürür. Bizim öyle bir imkanımız yok birimiz batı da, birimiz doğu da dağılmış bir şekilde her bir semtte 2 – 3 tane balıkçı var biz dedik bizi bir çatı altında toplayın ki Urfalı gelip sürekli oradan balığını alsın. Şimdi önüne gelen adam balıkçık dükkanı açıyor Urfa bunu kaldırmıyor, adam 3 ay balıkçılık yapıp kapatıyor ama ben burada sabitim, 12 ay ben burada vergi veriyorum, 12 ay ben kira veriyorum, elektrik bir taraftan, su  bir taraftan biz zaten burada 6 ay çalışıyoruz, 6 ay kapalı kalıyoruz ama ben 6 ay kapalı kaldığımda kiramı da veriyorum, vergimi de veriyorum. Sen o 3 ay çalışan adamı hiç açtırmayacaksın, sen açık olan insana bakacaksın bizim belediyeden rızamız budur, sen adama neden açtırıyorsun? Ben 6 ay kapalıyım adam gelip 3 ay çalışıp gidiyor, benim ağzımda ki lokmayı alıp gidiyor, belediyemiz bu sorunlarımıza el atarsa çok iyi olur.dedi.

(Kaynak Şanlıurfa Gazetesi)