Aslan,Vakıf, özellikle İslam Medeniyetinin ayrılmaz bir parçasıdır

Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklama da; ''Vakıf, özellikle İslam Medeniyetinin ayrılmaz bir parçasıdır, İslam Medeniyetini ayakta tutan, diri tutan sosyal ve ekonomik yönden hayata etki eden önemli kurumlardan birisi vakıf müessesesidir.

Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan www.sanliurfagazetesi.com'a yaptığı açıklama da; ''Vakıf, özellikle İslam Medeniyetinin ayrılmaz bir parçasıdır, İslam Medeniyetini ayakta tutan, diri tutan sosyal ve ekonomik yönden hayata etki eden önemli kurumlardan birisi vakıf müessesesidir. Geçmişte baktığımız zaman Peygamber (S.A.V) dönemin de Medine’de bazı kuyuların, bazı arazilerin veya bazı gayrimenkullerin faydalarından fakirlerin faydalanması gibi birçok faktör söz konusu. Bizler Türkiye’de bugün gerek Vakıflar Genel Müdürlüğü olsun gerekse diğer devletin değil de özel olarak kurulan diğer vakıflar olsun toplumu, devletin ulaşamayacağı veya fark edemeyeceği, devlete farkındalık oluşturacak bir alan olarak vakıflar ortaya çıkmaktadır. Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman aslında vakıf kavramı direk olarak vakıf ifadesiyle yer almamaktadır. Bunu daha çok biz hadisler de görüyoruz Kur’an-ı Kerim’de infak kavramı adı altında yer almaktadır. İnfak dediğimiz kişinin malını Allah yolunda harcamasıdır. Bu konuda sahabeler birbirleriyle yarışır hale gelmiştir hatta rivayette odur ki geride vakıf eseri bırakmayan hiçbir sahabe neredeyse yokmuş. Özellikle savaşlara katılıp ganimet elde eden veya kendi alın teri ile elde ettikleri kazançlarını Allah yolunda harcamışlardır. Ondan sonra ki nesillere de, Osmanlı dönemine de, Türkiye’de de bu gelenek devam ettirilmektedir. Tabi vakıf dediğimiz zaman kelime manası bir şeyi hazfetmek yani mülkiyeti Allah’a ait, intifa hakkı ise vakfedildiği tarafa ait olmak üzere yapılan bir hayır işlemidir. Sizler, ben bu yere Allah rızası için fakirlere vakfettim dediğiniz zaman o vakfedilen malın, vakfeden kişinin vakfettiği şeyin dışında kullanılması şer’an caiz değildir. Ha bir Ayete muhalefet edilmiş ha vakfeden kişinin, vakfettiği hedefe veya gayeye aykırı davranan bir insanın muhalefet etmesi aynı şekilde değerlendiriliyor. Vakfeden kişinin ibaresi, söylemi İslam Hukukunda Ayet mesabesindedir dolayısıyla fakirlere verilmiş ise o vakıf yerinden zenginler faydalanamaz. Veya örneğin ilim talebelerine vakfettim demişse ilim talebesi olmayan insanlar faydalanamaz örneğin geçmişte çeyizlerini hazırlamak için vakfedilen yerler var, kadınlara vakfediliyor. O çeyizler için vakfedilen yerlerin başka amaçlar için kullanılması kesinlikle caiz değildir.'' dedi.